Bağışlarınız İçin :
GARANTİ BANKASI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ŞUBESİ
HESAP NO : 521 / 6299688
IBAN NO : TR18 0006 2000 5210 0006 2996 88
Bipolar Yaşam Derneği tarafından organize edilen “Sorular ve Yanıtlarla Bipolar Bozukluk Hakkında Merak Ettikleriniz”adlı 7. Bilgilendirme Toplantısı 13 Haziran 2010 Pazar günü Saat 14:00’da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde görev yapan Uzm.Dr. Evrim ERTEN ve Uzm.Dr. Kürşat ALTINBAŞ’ın konuşmacı olarak katılımlarıyla yaklaşık 80 kişinin katılımıyla yapıldı.
Toplantının başında Bipolar Yaşam Derneği Başkanı Uzm.Dr. Nesrin KOÇAL kısa bir konuşma yaptı.
14:10
– Hepiniz Hoş Geldiniz!
– Yiyecekler için Abdi İbrahim İlaç Firmasından destek aldık.
– Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde Uzman Doktor olarak çalışan Dr. Evrim ERTEN ve Dr. Kürşat ALTINBAŞ bize sunum yapacaklar. Her ikisi de duygudurum bozuklukları alanında özelleşmiş olarak çalışan kişiler, bu alanda yetkinler.
Yarım saat süren sunumlar olacak, ara verilecek sonra da soru cevap kısmına geçilecek.
Uzm.Dr. Kürşat ALTINBAŞ – Uzm.Dr. Evrim ERTEN
Uzm.Dr.Evrim ERTEN
– Hepiniz Hoş Geldiniz!
– Bugün sunumu iki bölüme ayırdık, öncelikle Kürşat Bey size hepimizin bildiği ve yaşadığı bir şeyi anlatacak, bipolar bozukluk nasıl bir hastalıktır, nasıl seyreder, neler olur.
– Ben de daha sonra tedavi kısmında, biraz daha da kadın bipolar hastalarla ilgili, gebelik, ilaçlar, gebelik sırasında neler olur, poliklinikte bana en fazla sorulan sorulara yanıt bulmaya çalışacağız, hep beraber (Dr. E.E. olarak geçecektir).
İlk yarım saatte önce Dr. Kürşat ALTINBAŞ, daha sonra ise Dr. Evrim ERTEN konuyla ilgili iki kısa sunum yaptılar.
Uzm. Dr. Kürşat ALTINBAŞ
14:15
– Hepiniz Tekrar Hoş Geldiniz!
– Kabaca bir çerçeve çizmeye çalışacağım, sorulara çağırışım olsum.
– Bazı kavramlardan bahsetmekte yarar var. Duygudurum bozukluğu, duygulanım, affekt. Duygulanım daha çok uyaranlara verilen cevabın anlık özelliğini, anlık cevabı tanımlamak için kullanılır. Bunu da hava durumuna benzetebiliriz, hava güneşli yağmurlu olabilir, ama bunun belli bir ana, belli bir duruma kısıtlı olmasıyla karakterlidir. Duygudurum ise daha çok uzun süreli, belirli sınırlar içinde belirli tip durumu tanımlamak için kullanılır. Duygulanım için hava durumu deniyorsa duyguduruma mevsim denebilir. Her mevsimin kendine ait kaba özellikleri vardır, her mevsim aynı olmasa da kendine ait özellikleri vardır, duygudurum da bunu tanımlamak için belirtilebilir (Bundan sonra Dr. K.A. olarak geçecektir).
Dr. K.A. bipolar bozukluk konusuna giriş yaptı.
Dr. Kürşat ALTINBAŞ bipolar hastalığı tanımlayarak sunuma devam ediyor.
************************
Sunumların 2. bölümünde Dr. Evrim ERTEN sözü aldı.
Toplantının 1. bölümünde uzmanların yaptığı sunumlar
sunum1 (Dr. Kürşat ALTINBAŞ)
sunum2 (Dr. Evrim ERTEN)
bağlantılarındaki adreslerde görülebilir.
14:45 – ARA
SORULAR – YANITLAR
Uzm. Dr. Nesrin KOÇAL
Bipolar Yaşam Derneği Hasta ve Hasta Yakınlarının için olan bir dernek, biz doktorların da bir şekilde içinde olduğu ve yürütmeye çalıştığımız bir dernek. 2007 yılında kurulduk, ama yeni bir derneğiz ve gelişmeye ihtiyacımız var, onun için de çalışabilecek durumda olan, aktif olarak çalışabilecek etkinlik gösterebilecek kişilerin katılmalarını bekliyoruz.
…
Soru cevap kısmına geçmeden önce mümkün olduğunca çok kişinin soru sorabilmesi için soruyu uzatmadan öz şekilde sormaya çalışalım, ikinci soruya geçmeden biraz bekleyelim, bir diğerine de zaman kalsın.
S1 – Oğlu 30 yaşında, 1.5 yıldır tedavi görüyor, lityum tedavisi görmüş, senatoryum tedavisine götürdüm, bize dediler ki, deniz seviyesi yükseldikçe lityum seviyesi de yükselir, doğru mudur?
C-Dr. E.E. Böyle bir şey yok, şöyle bir şey var ama. Başka ilaçlar ve beslenmenizle lityumun kan düzeyi değişebilir. Ne demektir bu? İshal geçirirseniz, kandaki lityumun oranınız artar. Bu da şöyle bir şeydir, lityum sodyum tuzu ile yarışır böbreklerden, bu şekilde kana geçer. Dolayısıyla sodyumunuzu düşüren durumlarda kandaki lityum düzeyiniz artar, tam tersi olan durumlarda da düşer. Belki bununla ilgili olabilir tatil sırasında yaşanmış olan veya sıvı alımıyla ilgili bir azalma veya fazlasıyla artmış olabilir. (H.-deniz seviyesi ile ilgili değil?) Deniz seviyesi ile ilgili bir durum söz konusu değildir.
S2 – Doktorum şu anda 10 günlük bir diyet verdi – diyetisyene yönlendirdi, diyete başladığımdan beri daha enerjiğim, ama acaba atak mı geçiriyorum da enerjiğim diye endişeliyim. Sadece depakin kullanıyorum ve diyet yapıyorum. Ama 10 gündür bir şüphecilik içindeyim ve diyetin verdiği bir enerji mi, yoksa atak mı yaşıyorum diye bir korku yaşıyorum.
C – Dr. K.A- Diyet sırasında biraz daha enerjik hissetmeye başladım bu hastalıktan olur mu endişeleniyorum diye soruyor hanımefendi. Kullandığınız ilaç açısından önemli olabilirdi, eğer lityum kullanıyor olsaydınız ve diyetiniz lityumun, tuzun ya da sodyumu düzeyini etkileyecek bir diyet olsaydı önemliydi. Kandaki sizi koruyan ilacın düzeyinin düşmesi koruculuk açısından risk oluşturuyor olabilirdi. Ama bildiğimiz kadarıyla Depakin-Voproat’ın böyle bir etkisi yok. Zaman zaman da şöyle bir kaygıya kapılabilir insan, zaman zaman kendini kişinin iyi hissetmesi ya da kötü hissetmesi gibi anlık duygulanımlar hastalık döneminden bağımsız olarak olabilir, doktorunuzla görüştüğünüzde bunu bildirmenizde yarar var. Ama bu hastalık ortaya çıktığı anlamına genellikle gelmez.
H- Ama algılarım çok farklı, atak geçirdiğim dönemdeki gibi, bir anda her şeyi düşünebiliyorum, her şeye saldırabiliyorum.
C-Dr. E.E Bu söylediğiniz şey çok önemli, genelde iyi olma hali evet böyle bir şey. Tekrar gidip hekiminiz görmenizde fayda olduğunu düşünüyorum. Dediniz ki, daha önceki ataklarıma benzer birkaç gündür bir şey hissediyorum. Bir hastam vardı, halıları yıkamakla başlıyordu, temizlikle başlıyordu, her zaman da uykusuzlukla başlaması gerekmiyor. Bu anlamda hastalığınızın nasıl başladığına dikkat etmek ve o sırada mutlaka hekiminizi görmek önemli diye düşünüyorum.
S3- Oğlum 36 yaşında, rahatsızlığı var. Açılmasını istiyoruz, acaba evlenebilir mi? Evlenmesi lazım mı? Hiç evlenmedi.
C-Dr. E.E. Oğlunuz evlenebilir mi? Bir rahatsızlığı var. Yani sonuçta, sadece bipolar hastalığı için değil, diğer ruhsal hastalıklar için de evlenmeyle ilgili, evlenemez diye bir şey yok. Ama buradaki şey şu, hani evlilik sizin oğlunuz için yeni bir stresör yaratacak mı hayatında, bunu değerlendirmek lazım. Daha önceki atakları nasıl… (H-kendisi burada da) Evet, ama ben genel olarak konuşuyorum, yani tek kişi üzerinden konuşmayalım ki özelleşmesin çok da, anlatmak isterseniz siz anlatabilirsiniz arkadaşlarınıza. Ama buradaki şey, evlilik evet bir yaşam olayıdır, hayatınız değişir, hayatınızın düzeni değişir. Yeni bir hayata başlarsınız, o hayatın gerektirdiği bir takım şeyler vardır, siz bunun için bir kendinizi hazır hissediyor musunuz? İki- hani bu evlenme dönemi bazen hastalık dönemleriyle örtüşebiliyor, hastalığın hangi dönemindesiniz, iyileşme dönemindeyseniz her şey hayatınızda yolundaysa, evlilik sizin için yeni bir düzen, yanınızda size destek olabilecek, hayatınızı kolaylaştıracak, bu anlamda sizi kabul eden, size destek olabilecek biriyse neden olmasın deriz bizde.
Dr. K.A. Ekleyeceğim bir şey yok.
S4- Lityum ve risperidal adlı ilacı kullanıyordum, lityum tiroid bezlerini bozunca, depakin ve risperidal kullanımına geçildi. Risperidal kesildiği zaman korkular yarattı, bu neden oluyor?
C- Dr. K.A. Lityum kullanırken guatr bezi cidden etkilenebilir, ama bunu doktorunuzla mutlaka paylaşın, dahiliye hekiminin bu ilaç kesilecek dediğinde hemen bırakmayın, sizinle ilgili olan psikiyatri hekimi ise, psikiyatri hekiminize başvurmanızda yarar var. Kişi özelinde bu ilaç kesilebilir veya kesilmeyebilir. Hastalık seyrine göre değerlendirmekte yarar var, ama sizde ilaç kesilmiş öyle uygun görülmüş.
Bazen tek başına valproat ya da lityum denilen ilaçlar yeterli gelmeyebilir, hastalık döneminden korumak için yinelemesini engellemek için ek ilaçlar kullanılabilir. Bunlar da antipsikotik dediğimiz düşünce bozukluklarında kullanılan ilaçların bazen düşük bazen yüksek dozları olabilir. Kuvvetle muhtemel sizi de hastalıktan korumakta valproat yetmiyorsa bu ek ilaçların kullanımı gerekebilir. Doz azaltımında hastalık belirtileri ortaya çıkabilir, dikkatli olmakta yarar var.
S5- Bipolar bozuklukların teşhisinde vücuttaki kimyasal değişiklikler gözlenebiliyor mu? Bu konuda ilgili ne tetkikler yaptırmak gerekir. İkincisi bunun yerine beyin görüntülmesi, beyin haritaları çıkarılması bipolar döneminde etkiler gözlenebiliyor mu? Kan biyokimyası ve beyin görüntüleme tetkikleri tanıya götüren yöntemler mi?
C- Dr. E.E. Kan biyokimyası ile ilgili bir değişiklik olmuyor, yani kanınızda bir şeye bakarak bipolar hastalık var yada kanınıza bakarak size bipolar hastalık yok diye bir şey söyleyemiyoruz. Beyin görüntüleme yöntemleri ile ilgili literatürde şu bölgede bir artış var ve bu nedenle bipolarsınız, ya da Beyin görüntüleme haritaları yada EEG çekimleri, epilepsi hastaların kullanılan EEG çekimlerine bakarak bipolar teşhisi koymuyoruz. Bipolar bozukluk teşhisini klinik durumunuza göre koyuyoruz. Bunlar nedir? En az 3-4 gün süren, duygudurumunuzda belirgin anlamda dışarıdaki etrafınızdaki insanlar tarafından fark edilen, enerjinizde artış, uyku miktarında azalma, düşüncelerinizde hızlanma, eskisine göre daha konuşkan olmanız olduysa, daha fazla para harcamaya başladıysanız, eskisine göre daha konuşkan olduysanız, eskisine göre bir yerine üç beş işe başladıysanız gibi bir enerji artışı varsa o zaman biz sizde bipolar bir bozukluk hipomanik atak manik atağı olduğunu düşünüyoruz.
Dr. K.A. Ek olarak şunu belirtmekte yarar var. Beyefendi beyin haritalaması dedi. Bu gibi tetkiklerin ek olarak bir yarar getirdiği yok. Zaman zaman pahalı tetkiklerle bu yöntem kötüye kullanılabilir. Tanıyı koymak deneyimli ellerde kolaydır, önemli olan klinik olan tanıyı doğru koymak.
Dr. E.E. Bir şey eklemek istiyorum, ilk kez hastalandığınız zaman biz bir EEG’nizi ve beyin görüntülemenizi yaparız. İlk kez hastalık geçirilirken bu tetkiki yapıyoruz, ya da hastalığın seyri sırasında belirtilerinizde birtakım değişiklikler olmuş, beklenmeyen bir şey çıkmışsa sizden görüntüleme isteyebiliriz. İleri yaşta ortaya çıkan kimi tümörler de bipolar bozukluk gibi de görülebilir, o yüzden tetkikler isteriz. Buradan, hiç istenmeyecek gibi bir sonuç çıkmasın. Ama yine de, buna bakarak bu tanıyı koymuyoruz.
S6- Geçmişte sanatçılar ve siyasetçilere tedavi olamadıkları için başarılı olmuşlar. İlaçla dengeye gelerek, bu yüzyılda bipolarlardan böyle başarılı sanatçılar siyasetçiler çıkacağını sanmıyorum. Geçmiş dönemlerde çıkanlar belki ilaç kullanmadılar. Görüşünüz nedir?
C – Dr. K.A. Önce şunun altını çizmekte yarar var. Bu ünlü kişilerin geriye dönük bipolar bozukluğu olduğunu varsayıyoruz belirtilerden, psikiyatrik sınıflama sistemine göre, o yüzden bu bir varsayım. İkincisi de, bunların bir kısmı zaten tedavisiz kaldığı sürelerde, lityumun bulunuşu 1950’lerde, kendilerine zarar verici davranışlarda bulunmuşlar ya da yaşamları çok trajik sonuçlanmıştır, büyük bir kısmının. Ama bipolar bozukluk ve bazı psikiyatrik bozukluklarla yaratıcılık olduğu söyleniyor, ama bu hastanın tedavisiz kalması gerektiğini göstermez. Önceki dönemdeki kişilerin hayatlarını okursanız, Van Gough örneği vardır kendi kulağını kesmiştir veya özkıyımla hayatına zarar verecek ünlüler vardır. O yüzden bu önemli bir nokta, iyi ki sorduğunuz bu soruyu da, şimdi tedavi seçenekleri çok olduğu için, tedavi yaratıcılığı sürdürmeye bir engel değil, ikisi birbirinden bağımsız şeyler.
S7- Benim hayatımı zorlaştıran bazı şeyler var, bir şeye konsantre olma, bir şeyi hatırlama, bir şeyi anlama gibi konularda zorluk çekiyorum. Bu benim kişilik özelliğimden, yoksa hastalığımdan ve kullandığım ilaçlardan dolayı mı oluyor? Peki ne yapabilirim?
C- Dr. E.E. Şimdi şöyle bir şey var, dikkatimi toplayamıyorum dediniz değil mi? Konsantrasyonumu sürdürmekte zorluk çekiyorum ve bu nedenle de bu benim hayatımı çok zorlaştırıyor. Şimdi burada özellikle bipolar hastalığın depresyon dönemlerinde, depresyonun buna bir tane buna bağlı bir belirtisi midir? Depresyonda olduğumuzda ne olur, dikkatimiz azalır, bir şey okumakta onu anlamakta zorluk çekmeye başlarız. Televizyonun karşısındayızdır, ama ne olup bittiğini anlayamayız. Bu hastalık belirtisi de olabilir. Ama, manik ataklar geçiriyorsunuzdur ve bu noktada bir takım ilaçlar kullanıyorsunuzdur. Ne yazık ki bazı ilaçların, antikorinerjik etkileri yüksek olan ilaçların konsantrasyonu sürdürmekte zorluk yarattığı bir gerçektir. Bunu hekiminizle birlikte oturup karar vereceksiniz, bu sizin hastalığınıza bağlı bir belirti olabilir. Depresyonunuz sırasında ortaya çıkmış bir belirti de olabilir, ama siz de depresyon sırasında böyle bir belirti de yaşamamış olabilirsiniz, her depresyonda her kişide aynı şekilde seyretmez. Kullandığınız bazı ilaçlar nedeniyle de dikkatinizde azalma olabilir, hekiminize sormanız gerekir.
S8- Tedavi görüyorum, hastaneye yatışım da oldu, sinirlilik oluyor, ama 3 ay bir yerde çalışamıyorum, kesin çıkartılıyorum veya bırakıyorum işi. Ama insanlardan korkuyorum bazen, neden, ne yapabilirim?
C – Dr. K.A. Hastalık dönemleri dışında da bazen kırıntı belirtiler dediğimiz, hastalık döneminde olunmasa da bazı belirtiler sürebiliyor, eşik altı dönemde, bunu hekiminizle da paylaşırsanız sürdürülen tedaviyi yenilemekte yarar vardır.
Dr. E.E. Bazen bir tane duygudurum düzenleyici yetmiyor olabilir. Bazen lityum ve depakini birlikte kullanmak gerekir, bazen lityum ve depakin yanına eklediğimiz ilaçlar da olabilir. Ama bunlara hep hekiminizle beraber karar vermek gerekir, ama bunları söylemeniz gerekir ki, görüşmelerde, vizitler sırasında, bunlar atlanmasın.
S9- Normalde telaşlı aceleci bir insandım, aceleci telaşsız olmam mı manik devreye yol açtı, ya da intihar girişi dönemi depresyon muydu? Mani dönemi yaşadığımı hatırlamıyorum. Acaba ben bunları yaşıyor muyum, teşhis doğru mudur emin olamıyorum?
C- Dr. E.E. Tanınızı kim koydu onu bilmiyorum, herhalde bir görüşme yapmak lazım, o dönemdeki belirtilere yeni baştan bakmak lazım. İntihar depresyonun çok şiddetli olduğu dönemlerde olan bir şey de olabilir, ama başka dönemlerde de olabilir. Buradaki bipolar bozukluk tanısını koyduran şey, o hipomani ya da manik atak dediğimiz bir takım belirtilerin ortaya çıkması. Demin saydığım gibi, illa uykusuzluk olması gerekmiyor, düşünce uçuşması, kafanızdan bir sürü fikrin geçiyor olması, başkalarınca saptanan değişiklikler, günde 1 saat spor yaparken 8 saat spor yapmak, dininize düşkün birisinizdir her gün namazınızı kılarsınız, ama o günlerde çok daha fazla yapıyorsanız, o zaman burada bir enerji artışı olduğundan başka bir şeylerin olduğundan dolayı teşhis konulmuş olabilir (…aslında yanlış da olabilir?? ) Belki başka bir uzmanla görüşmenizde fayda olabilir. O sıradaki belirtilerinizi söyleyin.
S10- Kendi diğer çocuklarıma bipolar hastasıymış, bir aday gibi bakmaya başladım. Yaşı küçük olduğu için bu çocukların bir ergen olmayan çocuğun bipolar hastası özellikleri baskı altına alınabiliyor. Ergen olmayan çocuk yetkisi ve otoritesi ailesinde olduğu için bu noktada baskı altında kalıyor. Biz çocuğumuzun bipolar olup olmadığını hangi belirtilerle daha net anlayabiliriz?
C- Dr. K.A. Önce şundan başlayalım. Birinci derece yakınlarında varsa ne oranda görülebilir. Genel toplumda görülmesi olasılığı %3’lere kadar çıkabiliyor, yani ailede herhangi bir hastalığı olmayanlarda bipolar bozukluk olma olasılığı %3’lere kadar görülebiliyor. Birinci derece akrabalarda varsa bu %12’lerde, %8-12 kardeşte olması, ya da tek yumurta- çift yumurta ikizinde olması artıyor riski. Ama yine de %100 kadar değil, dikkat edilmesi gereken nokta şu, bu belirtilerin önceki örüntüden, davranış biçiminden farklılık seyretmesi. Ergenlik cidden karıştırıcı bir süreç olabilir, ama ergenlikteki tutarlılık daha hızlı değişir. Bipolar bozukluktaki duygulanım süreğen devam etmez, ama yine de, durumu ayırt etmek için bir uzmana çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanına, yaşının uygun olduğu bir uzmana, başvurmakta yarar var.
S11- Yakınım 6 yıl önce bipolar hastalığa yakalandı, o senelerde en etkin olan seslerin yoğun olarak gelmesiydi. Mani dönemlerinde seslerin gelmesinden bahsetmiştiniz. Ama bu sesler gelmeye devam etti, bu seslerin gelmesi ilaçların alınmasıyla azalıyor ama hiçbir zaman bu sesler kesilmedi, sürekli sesler geliyor ve bazen konuşuyor. Bu hastalığın kronikleştiğini mi gösteriyor, bu seslerin gitmesi için ne yapmak gerekir.
C – Dr. E.E. Bipolar bozuklukta manik atak sırasında sizin de söylediğiniz gibi psikotik bir takım belirtiler olabilir. Ama manik atak dönemi bittikten sonra, yani, hareketlilik, coşku artışı enerji artışı, uyku problemleri, bunlar düzeldikten sonra eğer bu sesler devam ediyorsa, o zaman belki hastalığın tanısıyla ilgili yeniden bir gözden geçirme yapmak gerekir. Çünkü şizoafektif bozukluk dediğimiz, bu manik atak belirtileri ortadan kalktıktan sonra işitsel varsanımların bazen düşünce bozukluklarının, kötülük görme hezeyanlarının, takip ediliyor gibi olmak, …, birtakım sesler, bunlar devam ediyorsa tanı değişmiş olabilir. Uzunlamasına süreçte bazen ilk başta bipolar gibi görünen, ama uzunlamasına seyirde tanısı değişen hastalarımız olabiliyor. Bunu bu şekilde değerlendirebiliriz diye düşünüyorum, ama bunların hepsi muayeneden sonra hastayı gördükten sonra karar verilmesi gerekli şeyler.
S12- Ben yaklaşık 10 yıldır bipolar hastasıyım, benim ataklarım daha çok düşünce bozukluklarıyla gidiyor, ben şöyle bir çözüm yolu buldum, uykusuzluk hissettiğim anda seroquel kullanıyorum, yoksa kendimi kötü hissettiğim anda doktora mı başvurmam gerekiyor? Seroquel alabiliyorsam hangi dozda almalıyım?
C- Dr. K.A. Konuyu özelleştirmeden eğilirsek, bazı hastalık belirtileri önceden, tüm hastalık ortaya çıkmadan bilinir hale gelirse ve hastalık seyrinde siz bunların farkına varırsanız ve bunu hekiminizle paylaşırsanız, sonraki dönemler açısından faydalı olur. Uykusuzlukta bunlardan bir tanesidir, ama uykusuzluk var diye illa hastalık olacak değil. Ama uykusuzluk sık gördüğümüz bir şey, uyku ritminiz bozulacaksa ve hastalık ritmini tetikliyorsa hekiminizle konuşarak ilaç alınabilir, dozu da kişiye özgüdür. Her doz uyku verecek diye bir şey yok, hekimle birlikte anlaşılırsa size uygun doz ayarlanabilir. Bunlar öncü belirtilerdir, önlem alınmalıdır.
S13- Birey olarak hastamıza mani döneminde veya depresyon döneminde nasıl davranabiliriz?
C- Dr. K.A. Mani ve depresyon döneminde, o kadar önemli bir konu ki, bunu bir ayrı seminer yapsak ancak yeter herhalde, çünkü nasıl davranabilirizi. Hastalık belirtilerinden olan davranışları gözeterek onun zarar görmeyeceği gibi davranmakta yarar var. Bunu özelleştirmek çok zor, çünkü bunun içinde sizin kişiyle olan ilişkileriniz de var. Bazen hastalık belirtilerine karışanlar var. Ama kişinin zarar görmeyeceği özellikler açısından dikkat etmek gerekir. Bunlarda kendisine ya da etrafına zarar verecek kadar şiddetleniyorsa mutlaka bir hekime ulaşıp belki yatırması gerekiyorsa ya da ayaktan tedavisini planlamak. Ama onun dışında hastalık dönemi yaşamıyorsa, ek yapacak bir şey yok, belirtisiz dönemlerde farklı bir davranış biçimi gerekmiyor. Ama onun dışında çok özel olarak konuşmak gerek, herkesin kendi ilişkileri üzerinden konuşmak gerekir, onun dışında daraltmak çok zor.
S14- 17 yıldır guatr hastasıyım, 2 nodülüm var, 2003 yılından bu yana ilaç alıyorum, 2 modüler guatrım var. Sormak istediğim bu bipolarda modüler guatr ve mizacın etkileri nedir?
C – Dr. E.E. Şöyle bir şey var, lityumu kullanmasına bağlı olarak mı tiroiddeki patalojiler ortaya çıktı. Nodüler guatr olup olmaması değil ama, daha çok çoğu hastada hipotiroid dediğimiz tiroidin daha yavaş çalışması ve nadiren de daha az olmakla beraber tiroit bezinin daha hızlı çalışmasıyla ilgili şeyler var, ama nodüler guatrla lityum kullanımına bağlı ya da bipolar bozuklukla arasında bir ilişki yok. Ama tam tersine bunun dışında hipertiroidi dönemlerinde bazen bipolar hastalığın manik atak benzeri belirtiler de olabiliyor. Bu ayrı bir şey, bunu da bu şekilde aklımızda tutalım. İlaçları düzensiz kullanmak hastalığınızın yeniden ortaya çıkmasına, döngülenmenin artmasına yol açacaktır. (Mizacın bipolar hastalıkta ne derece önemi var – iki uçlu mizaç bozukluğu deriz ya?) İki uçlu duygudurum bozukluğu diyoruz, mizaç dediğimiz şey biraz daha farklı aslında, mizaç dediğimiz şey biraz daha huyla ilgili bir şey. Doğuştan bir takım bizim kişilik özelliklerimiz var, hepimiz birbirimizi benzemeyiz, hani kimimiz aksidir, kimimiz inatçıdır, bunlar bizim kişilik özelliklerimiz. Biraz çekirdek gibi düşünürseniz, doğuştan itibaren yakınlarınıza bakın bebekler aynı huyda mı doğuyorlar, bunun huyu başkadır diyor annesi, aynı anneden doğan bebekler bile farklı özelliklerle doğuyorlar. O yüzden mizaç dediğimiz ya da huy dediğimiz şey doğuştan getirdiğimiz bir şey, kişiliğimizin çekirdeğini oluşturan bir şey. Anlaşıldı mı?(H- Hiç etkisi yok mu?) Şöyle etkisi var, o kişilik özellikleri, bizim hastalığımıza nasıl sahip çıkmamızı ne kadar kolaylaştırıyor. Ya da ilaç kullanmamıza, başkalarıyla olan ilişkimize, hekimimizle ilişkimizi etkiliyor. Belki bunu etkiliyor olabilir, sizi zor duruma sokuyor olabilir. Kişilik özelliklerimizin böyle bir etkisi var.
Dr. K.A. Genel geçer şu özellik şunu yapar demek zor ama, kararsız birisinizdir ilacı zor kullanırsınız, bu özellik onu etkileyebilir.
S15- Gebelik döneminde ilaç kullanılmamasından bahsettiniz, gebelik sonrası dönemde bebeğin sağlığı üzerine etkisi nasıl olur?
C-Dr. E.E. Doğru anladıysam, şöyle dediniz, değil mi? Gebelik sırasında ilaç kullanmadık doğum yaptık, ondan sonra da süt verirken ne yapacağız. Gene burada hasta üzerinden karar vermek gerekir, bu bir ilk gebelikse, daha önceki gebeliklerle ilgili bir bilgimiz yoksa bazı hastalar var ki, üç çocuğu var, sadece gebelikten sonraki dönemde, doğum sonrası dönemde hastalanıyor. O zaman bu hastayı üçüncü doğumunda, muhtemel ki risktir ki, hastalanma riski çok artmıştır. Biraz duruma göre değerlendirmek lazımdır, genelde bizim yaptığımız şey hem anneyi hem bebeği korumak için ilaç kullanmamak öncelikle. Ama doğum sonrası dönemde birtakım belirtiler başladıysa, uykusuzluk olabilir, huzursuzluk olabilir, ağlama olabilir, bebeğe bakamayacağını düşünüyor gibi belirtiler olabilir, postpartum, depresyon dediğimiz bir takım belirtiler varsa ya da tam tersi manik dönem belirtileri ortaya çıktıysa o sırada ama mutlaka hemen tedaviye başlamak lazım. Her şey yolunda, gebeliğinizi rahat geçirdiğiniz, postpartum dönemde mesela 9 aya kadar ilaç başlamadığımız hastalar da oldu, ama postpartum dönemde atak geçirip hemen 3 günde ilaç başladığımız hastalar da oldu. Bu kişiye göre değişiyor, o yüzden siz hekiminizle kontağınızı koparmayın.
S16- Depresyon mani gibi bilgilere internetten erişebiliyoruz. Ama, bipoların bize ekonomik maliyeti oluyor, siz dernek olarak nasıl çaba sarf ettiniz bize maddi durumu yükselttiniz, ben konunun ekonomik yönüyle ilgileniyorum. Bu konunun bize ekonomik maliyeti oluyor. Internette 2022 sayılı yasa bilgisi gördüm, yararlanabiliyor muyuz?
C-Dr. E.E. Soruyu 2022 üzerinden soruyorsanız, şöyle değerlendirebilir miyiz, 2022 sayılı yasadan biz yararlanabilir miyiz? 2022 ile ilgili durum şu. Bu konuda Sağlık Bakanlığının birtakım yönetmelikleri var hekimleri de bağlayan. O yönetmeliklerde belli hastalıklar için 2022’den yararlanmak, şizofreni hastaları için mesela iş gücü kaybıyla belirlenmiş bir şey. Ama bipolar hastalıklar için biraz duruma göre değişiyor. Bu tedaviden ne kadar fayda gördüğünüze, ara dönemlerde ne kadar çalıştığınıza ya da çalışamadığınıza göre, sizinle ilgili bütün olan yatışlar çıkıyor, bir sosyal hizmet uzmanı tarafından bir değerlendirmeniz yapılıyor. Yatışlarınız çıkartılıyor ara dönem deki iyilik belirtilerinize bakılıyor ve bütün bunların sonucu sizinle bir heyete sunuluyor, heyet de bütün bu değerlendirmenin hepsine bakarak sizinle ilgili bir karar veriyor. Bipolar hastalıkta bu anlamda, çalışabilecek bir insanı çalışamaz demek, bağlayıcı bir şey, kötü bir şey. Ama çalışamayan hastalarda, kronikleşmiş hastalarla, hızlı döngülü olanlarda, yılda 4-5 kez yatışı olanlarda bu rapor veriliyor, ama oran derseniz, bu oran kronikleşmeyle ilgili bir orandır.
H2- Bu hastalıktan engelli raporu verilebiliyor, %40 engelli raporum var ayrıca tek gözüm görmüyor. Devlet hastanesinden bir rapor aldım.
Dr. E.E. Ama iki hastalığınız var. Çalışıyorsunuz, orada şöyle bir şey var, bipolar hastaları için bir kontenjan belirlenmiş, işe yerleştirme olabiliyor. Oradaki engel oranınız %30’luk bir işgücü kaybıyla siz İŞKUR’a başvurduğunuzda size bir iş bulunabiliyor.
S16- Oğlumun tedavisi devam ediyor ama tam iyi olamadı. H2. 2 yıldır her gün ilacımı alıyorum, dikkat ediyorum, ama devamında ne olur bilemiyorum. İçki kullanmamı istedi doktor, kullanmıyorum, sadece aktivite olarak. 2 yıldır hiçbir şey olmadı şu anda.
C- Dr. K.A. İyi bir çıkış noktası bıraktınız. Oradan devam edelim. Önemli olan kişi özelinde, o kişinin, hani bu derneğin sloganında var ya, uçlardan dengeye diye, onu hastalıklardan koruyacak tedaviyi bulabilmek zaten. O yüzden bunu etkileyen birçok faktör var. Kişinin tedaviye uyum gösterip göstermemesi, çevresindekilerin desteği, düzenli olarak kontrole gidip gitmemesi, bir sürü faktör ve etken bir araya geliyor, bunlarla birlikte doğru tedavi bulunur ve hastalık iyileştirildikten sonra koruma altına alınabilirse genellikle hayatını büyük oranda etkilemeden sürdürebilir. Ama bu tansiyon ve şeker hastalığı gibi, düzenli takip edilmesi gereken bir hastalık. Ama her zaman belirtiler yaşanacak diye bir şey yok, demin beyefendi örnek verdi, sunumda gösterdiğim örnekler vardı, tedavisiz çok uzun süre hastalığı tekrarlayan kişiler bir süre sonra uygun tedavi bulunduktan sonra, belki hayatları boyunca hiç hastalık geçirmeyebiliyorlar. Önemli olan o hastalığa sahip çıkmak, ondan nasıl korunacağı konusunda bilgilenmek, bunun için yapılıyor toplantılar ve tedaviye hekimden daha çok sizlerin sahip çıkması. (Hastanın İlaçları) düzenli kullanması gerekiyor ve hastalığı tekrarlamayana kadar ve o denge tutturulabilirse belki tekrarlamaz.
S17- Slaylartdan birinde atak sayısı arttığını söylemiştiniz, tedavi devam ettiği sürece, ilaçlar kullanılmaya devam edildikçe yine sayı artar mı?
C- Dr.K.A. Tedavisiz bırakıldığı zaman yıllar ilerledikçe, hastalık belirtileri sıklıkları, dönemleri artar. Ama tedaviyle birlikte seyirde azaldığını biliyoruz, ileri yaşlarda. Öyle bir farklılık var. Tedavisiz bırakılırsa her tekrarlayan atak diğerini çağırdığı için ve her yeni atak ta hastalık seyrini kötüleştirdiği için böyle bir farklılık var.
(H-Tedavisi devam ettiği müddetçe?)
Dr. E.E. Aslında Kürşat Bey yaşam çizelgelerinde gösterdi, 2004’lere kadar çoklu yatışlar var, benim öyle bildiğim bir hastam var mesela, başka tanılarda almış, yatmış. Lityum tedavisinden sonra 10 yıl boyunca hiç atak yok, aaa ben iyileştim deyip lityumunu azalttığı noktada yeniden atak geçirdi 10 sene sonra. Şimdi halen lityum kullanıyor ve 63 yaşında. Bunlara dikkat etmek gerekiyor, koruyucu tedavi demek zaten, hastalığınızın ataklarını durdurmak ve onu hafifletmek üzere yapılan bir tedavidir. Biz sizi neden koruyucu tedaviye alıyoruz, neden sürdürüm tedavisine alıyoruz, ataklarınızın arasını açmak onların hiç gelmemesini sağlamak için.
S18 – Bu hastalığın ortaya çıkış sebeplerini merak ediyorum ben. Bir de, ilaç kullanımı yanında hastalıktan kurtulmak için yapabileceğimiz şeyleri merak ediyorum ben.
C- Dr. K.A. Çok güzel bir soru bence, ikisini birleştirip söyleyeyim ben. Bildiğimiz kadarıyla bazı biyolojik, yani ölçülebilen tetkikler dışında nedenler var, hastalığın ortaya çıkışıyla ilgili. Ama hiçbirisi %100 bir kişide ortaya çıkışında gösterilmiş değil. En çok ortaya çıkış nedeniyle ilgili bildiğimiz, en güçlü bildiğimiz şeyler genetik, ırsi olduğu. Ama yakınlarınızdan birisinin ille bipolar bozukluğu olmadığı, yani herhangi bir psikiyatrik hastalığı olup bazı genlerin, sorumlu genlerin aktarıla aktarıla, birikme etkisiyle ortaya çıktığını biliyoruz. En geçerli bildiğimiz teori bu. Ama şu anda elimizde şöyle bir test yok, buna bakalım ve bu bize bir ayraç gibi bipolar bozukluk olduğunu göstersin. Bunun için biraz daha zaman ihtiyaç var gibi görünüyor.
– Gelelim ikinci sorunuza: Bu tedavide acaba ilaçlar dışında ne yapılabilir. Bununla ilgili sosyal destek sistemleri ve belki rehabilitasyon programları çok yararlı olur. Sizin hayatınız adına ve belki size özel düzenlemeler yapılabilir, yaşam kalitenizi artırmak adına ne yapılabilirse. Bunun dışında da bazı rehabilitasyon programları, uğraşı programları düzenlenebilir. Ama onları da hep kişiye özel kavram olarak söyleyeyim, grup rehabilitasyon programlarının yararlı olduğunu, hastalık seyrinde oldukça olumlu etkisi olduğunu biliyoruz.
(H- Mesela bir yer var mı sizin önerebileceğiniz?)
Dr. K.A. Bizim hastanemizin rehabilitasyon merkezi var.
H- Nerede?
Dr. E.E. Duygudurum merkezinin yanında.
Dr. K.A.Gündüz hastanesi ve rehabilitasyon merkezi derseniz herkes bilir.
Dr. E.E. Bir şey eklemek istiyorum söylenenlere ek olarak. Hayatımızı düzenlemek, yani iş seçerken vardiyalı bir işte çalışmamak, mümkün olduğu kadar uykusuz kalmamak, yediğinize içtiğinize beslenmenize dikkat etmek, bunlar zaten sağlıklı olmakla ilgili olan şeyler, spor yapmakla ilgili olan şeyler ama. Onun yanında hani, bizim hep söylediğimiz şey, uykusuz kalacağınız bir işi seçmemeniz, çok fazla seyahat gerektiren bir işi seçmemeniz. Bunlar neden, çünkü biyoritminizi bozan, sabah bir yerdesiniz, akşam bir yerdesiniz, uykusuz kaldınız uçağa yetiştiniz. Çünkü böyle işler de var, pazarlamacılık gibi satış gibi, bunlara dikkat etmeniz kendinize düzenli bir hayat kurmanız.
S19- 2005 yılında yatmıştım, EKT tedavisi uygulanmıştı, yan etkileri nelerdir?
C- Dr. E.E. EKT’nin nasıl yan etkileri var? EKT’nin evet unutkanlık gibi yan etkileri olabiliyor, en fazla görülen şey ilk bir ayda ondan sonra giderek azalan oranda 6 aylık sonra artık sizde herhangi bir unutkanlık, geçmişte EKT olmadan önceki döneme ait şeyleri unutmayla bir şey olmuyor, yani tamamen eski halinize geliyorsunuz, literatürde bildirilen bu. Yaşadığınızın şeyin biraz rahatsızlığınızla ilgili bir durum olabileceği geldiği benim aklıma, o yüzden lütfen tekrar hekimlerinize tekrar başvurun.
*************
*************
Dernek Başkanı Dr. Nesrin KOÇAL kapanış ve teşekkür konuşması yapıyor.
15:50 ~
Dr. Nesrin KOÇAL
Peki burada bitirelim, sağ olsunlar Dr. Evrim ERTEN ve Dr. Kürşat ALTINBAŞ’ın gönüllü olarak geliyorlar ve bu çalışmayı yaptılar bizlere.
(Bundan sonra yapılabilecek toplantıların formatı ile ilgili katılanlara görüş soruldu, bir konu üzerine soru cevap türü toplantının tercih edildiği eğilimi ortaya çıktı).
Hepinize katıldığınız için çok teşekkürler.
——————————————————————— SON ——————————————————————–
Destek olanlara, katılanlara ve verdikleri bilgiler için Uzm.Dr. Evrim ERTEN ve Uzm.Dr. Kürşat ALTINBAŞ’a çok teşekkürler.
Bipolar Yaşam Derneği